Vücudunuz Su Altında Gerçekte Nasıl Tepki Verir?

Dalıcılara neden dalış yaptıkları, dalış yaparken en çok neyden keyif aldıkları sorulduğunda genellikle alacağımız cevap başka bir dünyaya olmanın mutluluğu olacaktır.

Gerçekten yüzeyden alçalmaya başladığımızda başka bir dünyaya giriyormuş gibi büyülü bir his duyarsınız. Ancak vücudumuzda olup bitenler etrafımızdaki manzaradan bile daha etkileyicidir.

Şimdi gelin biraz içeri dönelim ve dalış yaparken vücudumuza olup bitenlere bakalım. Başlıklar altında kısa kısa açıklamalar yapacağım fakat bazı konuları kısa şekilde açıklamak yanlış anlaşılmalara ve kafa karışıklığına sebep olacağı için referans yazılarla desteklemeye çalışacağım.

Basınç – Hissettiğimiz İlk Şey

Alçalmaya başladıkça etrafımızdaki suyun ağırlığını vücudumuzda hissetmeye başlarız. Vücudumuzdaki hava boşlukları mesela kulaklar, sinüsler basıncı ilk olarak hissetiğimiz yerlerdir. Bu sebeble belirli aralıklarla kulaklarımızı eşitlemek ihtiyacı duyarız.

Sadece vücudumuz değil akciğerlerimize giden soluduğumuz havada sıkışır. Bunun sonucu olarak akciğerlerimizin aynı oranda büzüşmesi beklenebilir. Fakat modern dalış ekipmanları sayesinde havayı çevremizdeki basınca uyumlu olarak soluruz. Bu da bize doğal bir solunum imkanı sağlar.

Kulak Eşitleme ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz Dalış Yaparken Neden ve Nasıl Kulak Eşitleriz yazısına göz atabilirsiniz.

Vücudunuz Bir Denge Unsuru Haline Gelir

Yüzerlilik. Aslında bize uzay boşluğunda süzülüyormuş ya da uçuyormuşuz hissi veren yüzerliliğimizi kontrol yeteneğimizdir. Batmak ile Dalmak arasındaki fark yüzerliliğimiz üzerindeki hakimiyetimizden gelir.

Bir yandan suyun kaldırma kuvveti, bir yandan üzerimizdeki suyun ağırlığının bizi aşağı yönlü ittirmesi. Dalış sırasında yüzerliliğimizi BCD yani Yüzerlilik kontrol Cihazı ile kontrol ederiz. Fakat bu tek başına yeterli değildir.

Başlı başına bir konu olan yüzerliliği daha önceden daha detaylı bir şekilde yazdığım Dalışta Mükemmel Yüzerliliğe Sahip Olmak Neden Önemli ve Mükemmel Yüzerliliğe Nasıl Ulaşırız ? yazısını incelemenizi tavsiye ederim.

Solunum – Daha Yavaş, Daha Derin, Daha Akıllı

Dalış esnasında daha sakin, yavaş ve derin nefes almaya başlarız. İçgüdüsel olarak daha az hareket edip enerjimizi korumaya çalışırız.

Daha detaylı okumak isterseniz Memeli Dalış Refleksi yazısına göz atabilirsiniz.

Sıcaklık – Hızlı Isı Kaybedersiniz

Su havadan 800 kat daha yoğundur. Tropik sularda bile su altında vücut ısınızı havadakinden 25 kat daha hızlı kaybederiz.

Buna tepki olarak kan damarları daralır. ( Vazokonstriksiyon) Bu da beraberinde kan dolaşımında bazı değişikliklere yol açar.

Daha detaylı bilgilendirme için Dalgıçlar İçin Termal Düzenleme – Isı Yönetimi ve Dalış Güvenliği yazısına göz atabilirsiniz.

Azot Yüklemesi – Kaçak Yolcu

Suyun altında basınçlı hava solumak kan dolaşımınıza nitrojen sokar. Ve bu Nitrojen dokularımız tarafından emilir.

Ne kadar derinde ve uzun süre kalırsanız, dokularınız o kadar fazla nitrojen emer.

Çok hızlı yükselirseniz nitrojen dokularınızda ve kanınızda kabarcıklar oluşturarak “vurgun” olarak da bilinen Dekompresyon Hastalığına (DCS) neden olabilir.

Bu yüzden güvenlik molaları veriyoruz ve yavaşça yükseliyoruz, bu vücudunuza nitrojeni güvenli bir şekilde serbest bırakması için zaman tanıyor.

Biraz daha derinlemesine ve tarihine göz atmak isterseniz Dekompresyon Hastalığının Kısa Tarihi Yazısına bakabilirsiniz.

Her Şey Daha Yakın ve Daha Büyük

Dalış arkadaşınızın su altında karikatürize edilecek kadar büyük göründüğünü hiç fark ettiniz mi?

Işık sudan havaya (maskenizin içine) geçerken kırılır.

Suyun altında nesneler yaklaşık %33 daha büyük ve %25 daha yakın görünür. Bu sebeple dalgıçlar dalış sonrası gördüklerini anlatırken hep biraz abartır 🙂 🙂

Zihinsel Değişim: Sualtında Farkındalık

Fiziksel olarak dalış sizi değiştirir fakat zihinsel olarak sizi daha da fazla dönüştürür.

Odağınız daralır.

Nefes alışınız yavaşlar.

Her hareketin, her sesin (ya da ses eksikliğinin) keskin bir şekilde farkına varırsınız.

Büyülü mavi bir dünyada Meditasyon gibidir.

Bu yüzden pek çok dalgıç dalışın tedavi edici olduğunu söyler.Bu sadece adrenalin değil. Derin bir huzurdur ayrıca.

Vücudumuz evrimleşmediği ortamlara uyum sağlamak, hayatta kalmak ve hatta gelişerek sınırlarını genişleten inanılmaz bir yapıdır. Ancak dalış bize aynı zamanda ne kadar hassas olduğumuzu ve neden sınırlarımıza saygı duymamız gerektiğini de gösterir.

Doğa ile mücadele etmek değil uyum sağlamanın önemini gösterir. Bunun yoluda kendimizi ve vücudumuzu tanımaktan geçer.

Kendinize iyi bakın

Yazıyı Paylaş

Önerilen Yazılar