Ateşin ve Buzun Ülkesi İzlanda!! Bir yanda aktif volkanlar diğer yanda dondurucu soğuk. Bu kadar zıtlığın bir arada olduğu bir ülkede bildiğimiz tanımlar yeni anlamlar kazanıyor. Mesela kilometrelerce uzanan bembeyaz sahiller? Emin misiniz?

İzlanda’nın başkenti Reykjavik’ten sabahın erken saatlerinde ülkenin güney sahillerini takip etmek üzere ayrıldım. Hava yine şaşırtmadı. Yağmurlu ve sisli bir sabah. Yollarda kahve bulmak zor olduğu için kahvemi hazırladım.


Reykjavik’ten çıktıktan bir süre sonra yerleşim yerleri seyrekleşmeye başladı. Üç – beş evden oluşan ufak köyler ve İzlanda’nın zorlu koşullarına yüzyıllardır uyum sağlamış olan köylüler.
Hedefimize varmadan önce yolda ufak bir durağımız var. Yoda Mağarası. Ana yoldan hafif bir sapma ile yaklaşık on dakika boyunca ilerlemem gerekti. Yol çok bozuk ama solda yosun kaplı tepeler sağ tarafımda ise uçsuz bucaksız simsiyah bir sahil. Okyanusu görmek imkansız.

Yoda Mağarası adını Star Wars Filmindeki Yoda’dan alıyor. İçerisi gayet geniş ve yüksek tavanlı. Rüzgar dışında sessizliği bozan tek şey mağaranın tavanından üstüme damlayan su damlaları.. Yola devam etme vakti..


Yolculuğa devam ederken manzara tam anlamıyla sinematik bir hale geldi. Sarp kayalıklar, şelaleler, özgürce dolaşan koyunlar… ve sonunda okyanusun simsiyah kumsallar buluştuğu manzara.


Reynisfjara sadece bir plaj değil. Dünyanın dışında bir deneyim. Siyah kumu volkanik faaliyetlerle oluşmuş. Lav, okyanusla buluştuğunda aniden soğuyarak parçalanmış ve zamanla bu karanlık kum halini almış.

Atlantik’in çılgın dalgaları, göğe yükselen bazalt sütunları ve denizde yükselen Reynisdrangar (efsanelere göre güneşte taşa dönüşen troller) buraya kadim bir enerji katıyor. Burada doğa karşısında küçük hissediyorsunuz. Tam da olması gerektiği gibi..


Kıyı boyunca ilerledim. Solda tarafımda tepelerde Puffin Kuşları açık denizlere göç etmeden önce kıyıların tadını çıkartıyor. Şanslı gününüzdeyseniz kıyı boyunca size eşlik eden balinaları görebilirsiniz. İzlanda 23 farklı Balina türüne ev sahipliği yapıyor.

Yağmur hiç durmadı, rüzgar da!! Burada hava koşulları maceranın bir parçası.Okyanusu daha vahşi ve plajı daha büyülü yapıyor.


Buraya en yakın kasaba Vik. Ufak bir kaç market, tepede kasabaya hakim duran bir kilisesi ile kıyı boyunca yola devam edecekler için son alışveriş durağı. Bundan sonra uzunca bir süre market bulmanız zor.


Siyah Kum Nasıl Oluşuyor?
Siyah kumlar volkanik lavların hızla soğuyup parçalanmasıyla oluşuyor. İzlanda’nın güney kıyısı tamamen volkanik bir coğrafyanın ürünü. Bir zamanlar yerin derinliklerinde kaynayan lavlar şimdi ayaklarınızın altında siyah taşlara dönüşmüş durumda. Çıplak ayakla yürümek yumuşak tropik kumlar gibi değil ama yeryüzünün ateşli tarihine dokunmak gibi bir şey.

Dalgalar ne kadar sakin gözükse de burası alsında çok tehlikeli olabilir. Okyanusa yaklaşmak ve hatta suya dokunmaya çalışmak çok riskli. Bir anda gelen dev dalgalarla kendinizi okyanusta bulma ihtimaliniz çok yüksek. Bu sebeple okyanus ile mesafenizi korumakta fayda var.
Siyah kumlu plajları geride bırakıp yoluma devam ediyorum. Ama bu başka yazının konusu.
Kalın Sağlıcakla